KARAHASANLILARIN BAŞKA TOPLUMLARLA BERABER YAŞADIĞI YERLER:
Karahasanlılar, kendi kurdukları köyler dışında, başka toplumlar tarafından kurulan yerleşim birimlerinde de yaşamaktadırlar. Bu yerleşim birimleri; Elbistan’a bağlı Domolar (Kizirler) köyü; Afşin’e bağlı Oğlakkayası köyü; Pazarcık’a bağlı Kızkapanlı köyü ve İlçe Merkezi; Gaziantep Merkezine bağlı Cilcime ve Mülk köyleri ile Nurdağ ilçesine bağlı Hamidiye ve Atmalı köyleri; İslâhiye ilçe merkezi; Adıyaman Gölbaşı ilçesine bağlı Kösüklü köyü ve Suriye’deki Afrin, Bugan’dır Bu yerleşim birimlerinde bulunan Karahasanlılar çoğunlukta olmasalar da büyük bir nüfusa sahiptirler. Karahasanlıların yaşadığı bu yerler hakkında kısaca bilgi verelim.
Domolar (Kizirler) Köyü/Elbistan
Atmalılara bağlı bir kol olan Kizirler’in kurduğu bu köy İkizpınar Köyü Muhtarlığını oluşturan iki köyden biridir. Bu köyde aslen Karahasanlı olan Dağ (Haci Lol) ailesi yaşamaktayken, günümüzde bu köyde yaşayan Dağ ailesi mensubu kalmamıştır. Daha önce bu köyde yaşayan, Karabaylar (Mısti Kammıke gil) ise, Kangal köyüne göçmüşler.
Kahramanmaraş iline 188 km, Elbistan ilçesine 28 km uzaklıktadır. Karasal iklimin etki alanı içerisinde bulunan Köyün ekonomisi, tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Doğusunda Yalak ve Sevdilli, Batısında İkizpınar, Kuzeyinde Kavaktepe (Genolar), Güneyinde Gücük ve Özbek köyleri vardır.
Köyde, Aybakır (Konturgil), Özdemir (Hasogil), Düzdemir (Kel Hakkogil), Dağ (Hacı lol – Tong Hasan), Demir (Domogil, Kologil), Görür (Ömergil), Polat (Hayrongil), Sarıkaya (Zarogil), Toto (Tuttogil)) aileleri yaşamaktadır. Bu ailelerin tamamı kendini samimiyetle Karahasanlı olarak tanıtırlar. Karahasanlılar da bu aileleri içtenlikle kendilerinden sayarlar.
Gündere (Avliya) Köyü/Elbistan
Bu köye ilk yerleşen Karahasanlı, Nahurların dedesi Asef’tir. Asef, burada birkaç sene kaldıktan sonra Gavurviran’a (Türkören) göçer. Bir kavga sırasında amca oğlu ölünce, Mıstıklardan olan Hakko, Karahasanuşağı köyünden göçerek bu köye yerleşir. Buraya yerleşen ve uzun süre yaşayan diğer bir Karahasanlı da Hakko’dur. Hakko, Hasan (Kellor) ve Kör Mamo’nun babasıdır. Hasan’ın Keyfo adında bir, Kör Mamo’nun da Kalender, Mehmet (Ulus) ve Yakup adında üç oğlu var. Soyadları Atan’dır. Bunlar günümüzde Adana’da yaşamaktadırlar.
Gündere (Avliya) köyü, Kahramanmaraş ilinin Elbistan ilçesine bağlı olup ile 176 km, ilçeye de 18 km uzaklıktadır. Karasal iklimin etki alanı içinde bulunan köyün ekonomisi, tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Adını burada yatan Ali Cilbir isimli veliden aldığı sanılan köy, 16. asır kayıtlarında da “Avliya” olarak geçmektedir. Köyün doğusunda Türkören, batısında Geçit, kuzeyinde Büyük Yapalak, güneyinde de Bakış köyleri vardır. Köyde, ilköğretim okulu, içme suyu, elektrik şebekesi ve sabit telefon mevcuttur. Köye ulaşımı sağlayan yolun tamamı asfalt ile kaplanmıştır.
Oğlakkaya ve Tanır/Afşin
Afşin ilçesine bağlı olan Oğlakkayası köyü, Kahramanmaraş iline 205 km, Afşin ilçesine 55, Elbistan ilçesine ise 85 km uzaklıktadır. Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde ilköğretim okulu vardır (Eğitim taşımalı sistemle yapılmaktadır). Köyün içme suyu ve elektrik şebekesi vardır ancak kanalizasyon sistemi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol şosedir. Köyde ve sabit telefon yoktur.
1563 tarihli bir haritada köyün adı “Oğlak Kayası” olarak belirtilmiştir. Karahasanlılarıın son iki yüzyılda bu köye çeşitli nedenlerle gidip kaldıkları ve geri döndükleri önemli bir yerdir. Bu köyde Karahasanlı olan, TAŞ, KAYA ve GÖKDOĞAN aileleri yaşamaktadır. Daha önce Oğlakkayası köyünde yaşayan MUYAN ailesi, günümüzde Tanır’da yaşıyor.
Pazarcık (Merkez)
Bozdağlar: Daha önce Göçer (Lordin) köyünde yaşayan Bozdağların büyük bir bölümü halen Pazarcık’ta ikamet etmektedirler. Bozdağların “Boy Beyliği” gibi uzun bir idarecilik geçmişlerinin bulunması, ilçenin merkezi ve yerel yönetiminde etkin bir rol almasına yol açmıştır. Bu nedenledir ki fazla bir nüfusları bulunmamasına rağmen, Bozdağlar, ailesi, Karahasanlıların siyasal hayatı ile Pazarcık’ın merkezi ve yerel yönetimine önemli katkılarda bulunmuşlardır. Mesela, milli mücadeleye hizmetlerinden dolayı I. Dönem Maraş Milletvekilliğine seçilen Yakup Bey, milletvekilliğini kabul etmeyip, Pazarcık Kaymakamlığını tercih etmiştir. Halk kendisine paşalık unvanını verir ve yörede Yakup Hamdi Paşa unvanıyla anılır. Yakup Bey’in oğlu Ahmet BOZDAĞ, Demokrat Partiden iki dönem Maraş Milletvekilliğine seçilmiştir. Ahmet Bey’in oğlu Ali Bey ise, iki dönem Pazarcık Belediye Başkanlığı yapmıştır.
Delibaltalar: Bunlara “Kığogil” denilmektedir. Bozdağların kâhyalığını yapan bu aile, daha önce Göçer (Lordin) köyünde Bozdağların yanında yaşarken, Bozdağlar Pazarcık’a göçünce, onlarla beraber Pazarcığa gelmişlerdir. Kâhyalık hizmeti dışında Paşa’nın silahlı gücüne de katkı sağlamışlar. Hatta bazı kişilerin bertaraf edilmesi için Delibaltaların Paşa tarafından görevlendirdiği rivayet edilmektedir. Halen Pazarcık’ta yaşayan Delibaltaların soyadı “Delibalta”dır.
Maçonlar: Karahasanlıların Mıstıklar kolundandırlar. Maçonlardan Hamo ve Vakkas’ın anneleri Çöplülü imiş. Bu yüzden bunlara Çöplülü diyorlarmış. Konar-göçer hayatı yaşıyorlarmış. Bunlar Tahtalı Yaylası’nda iken, 500 civarında küçükbaş, 100 civarında da büyükbaş hayvanı varmış. Bu hayvanlar etrafa zarar verse de Hamo ve Vakkas’tan çekindikleri için kimse bir şey diyemiyormuş. Hamo ve Vakkas ailesiyle birlikte, her yıl güz mevsiminde, bir hafta veya 10 gün kadar, Pazarcık’taki Nefsidoğanlı köyündeki Mamo Ağa’nın (Mamıki Fode/Fadime’nin Mehmet, Filo Mehmet’in babası) yanında kalıyorlarmış. Mamo Ağa hem kirveleri, hem de çok iyi dostlarıymış. Bir sene bu köyde iken, Hamo, iki karısı ve dört çocuğu, bir salgın hastalık yüzünden ölmüşler. Bu olay üzerine Mamo Ağa, Vakkas’a “Bu kışı köyde geçirin!” demiş. Vakkas da itiraz etmemiş ve çadırlarını köyde kurmuş. O yıl kış çok sert geçmiş (Bu yüzden o seneye “Büyük Kar” senesi diyorlarmış.) ve Vakkas’ın bütün hayvanları telef olmuş. Bunun üzerine Mamo Ağa Vakkas’a “Artık temelli olarak köyde kalın” diyor ve böylece Maçonlar, muhtemelen 1900’lü yılların başlarında Nefsidoğanlı köyüne yerleşmişler. Vakkas ve çocukları Kamo ve İbrahim hem çok yiğitmişler, hem de silahlılarmış. Bir gün Pazarcık civarında bir kervan soyuluyor ve yapsa yapsa bu işi Vakkas ve çocukları yapmıştır denilerek, Vakkas’ı yakalayıp, karakola götürüyorlar ve çok ağır bir şekilde darp ediyorlar. Yakup Hamdi Paşa devreye girerek, Vakkası kurtarsa da Vakkas gördüğü işkenceden dolayı bu olaydan kırk gün sonra ölüyor. Vakkasın Kamo, Zeliha ve İbrahim adında üç çocuğu varmış.
Kamo, Filo Ağa’nın tüm işlerine bakıyormuş. Kamo çektiği şiddetli bir kulak ağrısı yüzünde ölünce de kardeşi İbrahim bu işleri devralıyor. Dolayısıyla Maçonlar, uzun bir süre Pazarcıklı Filo (Mehmet) Ağa’nın kâhyalığını yapmışlar.
Günümüzde Pazarcık’ta yaşayan Maçonlar, yaklaşık olarak 10 aileden oluşmaktadırlar. Soyadları Üste’dir. Alevidirler. Maçonların bir kolu da Halep’in Afrin kasabasının Cindires köyünde yaşıyor.
Kızkapanlı Köyü/Pazarcık
Tongolar: Bu aile mensupları, Kahramanmaraş ilinin, Pazarcık ilçesine bağlı Kızkapanlı köyünde yaşamaktadır. 4-5 ailen oluşan Tongolar, Karahasanlıların Birimler sülalesindendir. Soyadları “Köse” olan Tongoların bir bölümü artık Gaziantep’te yaşamaktadır. Alevidirler.
Kızkapanlı köyünün Güneyinde Kelleş, güneybatısında Kuzkent, batısında Salmanlı, doğusunda Ufacıklı, kuzeyinde Memişkahya köyleri vardır. 2000 yılı verilerine göre köyün nüfusu 763’tür. Son elli yıla kadar göçebe hayatı sürdüren Kızkapanlılar, günümüze artık yerleşik hayata geçmişlerdir.
Kızkapanlılar Oğuzların Kızık boyuna bağlıdır. 932 (1525-26), 971 (1563-64) ve 980 (1572-73) yıllarına ait Osmanlı arşiv belgelerinde Kızık boyuna bağlı “Kızkapan Cemaati” ve (Şam Yörükleri) olarak belirtilen Kızkapanlıların, bu dönemde Maraş Sancağı, Elbistan Kazası, Sarsab Nahiyesi ile Adana Sancağı, Yüreğir Nahiyesi ve Adana Sancağı, Sarıçam Nahiyesinde görüldüğü tespit edilmiştir. Diğer bir arşiv belgesinde de Kızkapanlılar için, “Türkman Yörükanı Taifesinden” diye bahsedilerek, “Kızkapanlı Aşireti, Kethüda Obası demekle maruftur” denilmektedir.
Yaklaşık 1800’lü yıllarda, Atmalı Aşiretinden Çopur Haydo adında birisinin bugünkü Çopurlar Obasına yerleşmesiyle kurulduğu tahmin edilen köy, Gözolar, Çopurlar, Haydolar, Gözlügöl, Arap Molla, Kötüköy, Körtesür, Tozolar, Hasaraşlar [Bunlar Karahasanlı olabilir.(?)], Tonaydınlar, Ökkeşler, Haci Haydarlar ve Mizmilli obalarından oluşmaktadır.
Cindires/Afrin/Halep
Bu köydeki Karahasanlılar Mıstıklardan olup Maçonlar diye bilinirler. Vakkas oğlu Hasan’ın çocukları Vakkas, Ahmet ve İbrahim Antep Harbinden sonra Suriye’ye geçip Halep’in Afrin kazasının Cindires köyüne yerleşmişler. Hasan oğlu İbrahim bir süre sonra tekrar Türkiye’ye geliyor ve Antep’e yerleşiyor. İbrahim tek çocuğu olan Kemal SAFİÖZÇELİK ve oğlu Sedat halen Gaziantep’te yaşıyorlar. Hasan oğlu Vakkas ve Ahmet’in çocukları ise Cindires köyünde yaşıyorlar. Cindires’teki Karahasanlıların ileri gelenleri Ahmet oğlu Şükrü ve kardeşi Hacı İbrahim’dir. Bunlar, Pazarcık’taki Maçonlarla çok yakın akrabadırlar (Bilgi alındıkça sayfaya eklenecektir.)
Yazar Hakkında
-
Ali Gültekin Biniş, 1956 yılında Elbistan’ın Türkören Köyünde doğdu. İlkokulu Türkören Köyünde, Ortaokulu Elbistan’da, Liseyi de Tokat’ta okudu. Ardından sırasıyla; Tokat Eğitim Enstitüsü’nde, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Genel Türk Tarihi Bölümü’nde, Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İktisat Bölümü’nde, Uludağ Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölümü’nde toplam 17 sene öğrenim gördü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Genel Türk Tarihi ve SBF Kamu Yönetimi Bölümlerine ait lisans diplomaları bulunmaktadır.
Ali Gültekin Biniş, ağırlıklı olarak, Maraş ve civarına ait tarih araştırmaları yapmaktadır. 2010 yılında yayınlanan, Karahasanlılar, 2013 yılında yayınlanan Karahasanlıların Soyağacı, 2017 yılında yayınlanan Buhanililer ve yine 2017 yılında yayınlanan Maraş Yöresindeki Şamlular adlı dört araştırma kitabı bulunmaktadır. Ayrıca, Bulutlar Kan Ağlıyordu isimli bir romanı bulunan yazarın, çeşitli web sitelerinde, gazetelerde ve dergilerde yayınlanmış makale ve şiirlerine sahiptir.